"Alır mısınız?" dedi. Ben teşekkür ederek istemediğimi söyledim. "Şimdi hazırlarım" derken bir elindeki kaşıkla, diğer elinde tuttuğu cezvenin içindeki karışımı karıştırıyordu. Herhalde acele ettiğimi, vaktimin olmadığını düşündü; yakıt aldığım benzinlikteki tanıtım standının başındaki genç adam. Sesi samimiydi. İşini severek yapıyordu. Sanki prim almaktan çok tanıtım yapmak istiyordu. Ve ben açıklama gereği hissettim ona mazeret beyan edercesine "ben kahve pek sevmem" dedim. Elindeki cezve kahve çoktan makinasına yerleştirilmişti. "Ama bu çok hafif bir kahve" dedi.
Biz nezaketten kırıla duralım, pompacı içeriden benim yakıt fişini getirdi. Ortalık mis gibi kahve koktu... "Doldur bir bardak hadi" dedim ve elimde kahveyle markete girdim, ödemeyi yaptım. Günün sonu artık, biraz yorgun ve aç olduğumu fark ettim... Kahvenin ne kadar iyi geldiğine ben de şaşırdım. bir yudum sonra bir yudum daha...
Bu güzel genç kardeşimi kırmayayım, sevgili eşime de hediye olsun diye standa yaklaştım. bir paket kahve aldım. Sevindi. Ve birden benim de anlayamadığım bir hamle ile elimdeki küçük kağıt bardağı uzatarak, eksilen yere kahve eklemesini rica ettim. Gerçekten çok lezzetliydi,doyurucuydu. Sonra bir paket de ofis için satın aldım. Arabaya yürürken ellerim kahve doluydu...
Haftalardır sevdiğim siyah çayı içemez olmuştum. Midem bulanıyor ve garip ilaç gibi bir tat alıyordum. Yıllardır sevmediğim, içemediğim kahveyi severek içiyordum. Hayat yine ters köşe bir sürpriz yapmıştı bana... Eve gidince eşime kendisine dibek kahvesi aldığımı söyledim, teşekkür etti ve içerim dedi.
Ancak evdeki dibek kahvesini de, ofisteki dibek kahvesini de ben içiyorum. İnternet'ten araştırdım, faydalarını, yapılışını, içindekilerini, dibekte övülerek aldığı hali... içmem dediğim kahveyi içer; sevmem dediğim kahveyi sever olmuştum. Yarın akşam uğrayıp bakacağım, şansımı deneyeceğim, hala orada benzinlikte satış yapıyorsa...
"Gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül muhabbet ister kahve bahane" mucibince dibek kahvesi bahane, yaşanılanlar yine bir öğretmen olmuş ki...
Mevlana hazretlerinin sözleri kulağımda ve yüreğimde yankı yapıyor: " Allah derki, kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar dostun düşmana dönüşür. düşman kalkar dost olur. Öyle garip bir dünya... Olmaz dediğin ne varsa olur. Düşmem der düşersin. Şaşmam der şaşarsın. En garibi de budur ya öldüm der durur yine de yaşarsın" |