Dönüyordu. Usta ayağıyla alttan pedale bastıkça dönüyordu. Masanın üzerindeki panel ve ustanın elleri arasındaki çamur. Dönüyordu. Döndükçe şekil alıyordu. Kenarları yükseldikçe içi boşalıyordu. Kum çamura, çamur çömleğe dönüşüyordu. İçi bomboş. İçi boşaltılacak ki doldurulabilsin. Fazla çamuru atarken, eğri yerleri de tekrar eliyle düzeltiyordu... Ustalık, sanat ve estetik biraradaydı... Ve sonra boşaldıktan sonra fırına gönderdi pişirmek için. Daha dayanıklı daha sağlıklı olsun diye.
Toprak su ile buluştuktan sonra havanın tesiriyle biraz kuruyor ve şekil verilen çömlek ateş ile sırlanıyordu. Ne kadar da ortak yazgılıydım o çömlek ile. O kırılana kadar kullanılacak, ben ölene kadar yaşayacaktım. |